Yatağın altında, dünyadan uzakta, küçük, tozlu bir kutu vardı. Tereddüt ederken, elim kutunun üzerinde gezinirken, aklımda olasılıklar uçuşuyordu. Derin bir nefes alıp uzandım ve kutuyu yavaşça ışığa doğru çektim. Göründüğünden daha ağırdı ve kalbim göğsümde küt küt atıyordu. Kızım burada hangi sırları saklıyordu? Titreyen ellerimle kapağı açıp içine baktım. Gördüğüm ilk şey, kırmızı bir kurdeleyle birbirine bağlanmış bir mektup koleksiyonuydu. Her zarf ailemizin farklı üyelerine hitaben yazılmıştı: kocama, büyükanne ve büyükbabasına ve bana. Parmaklarım adımın üzerinde gezindi ve bir an için açmaya cesaret edemedim. Sanki mektubu açmak, onun ölümünü yeniden gerçek kılacaktı.
